Google’a Karşı Yahoo

Dijital dünyanın iki devi: Google ve Yahoo. Bu iki şirketten birine yatırım yapmak isteyen ortalama bir yatırımcının yapacağı ilk iş, bu iki şirketin finansal verilerini karşılaştırmak olacaktır. Peki, bu karşılaştırmadan işe yarar bir sonuç çıkar mı? Hemen örnek üzerinden açıklayalım.

2004’ün ilk çeyreğinde Yahoo gelirini yaklaşık 758 milyon dolar olarak açıkladı. Aynı dönemde halka arz hazırlıkları yapan Google ise gelirinin 390 milyon dolar olduğu ya da aslında 652 milyon dolar olabileceğini söyledi 1. Kafanız karıştı değil mi?

İşin aslı her iki firmanın finansal verileri bu konuda uzman olmayan birinin basit bir gelir karşılaştırması yapmasına imkan vermeyecek nitelikte. Problem, Yahoo ve Google’ın geliri farklı yöntemlerle muhasebeleştirmesinden kaynaklanıyor. Yahoo ve Google, web sitelerinde sıkça gördüğümüz ve üzerine tıkladığımızda bizi ilgili internet sayfalarına yönlendiren reklamların yayımlanmasını sağlıyorlar. Bu reklamların üzerine tıkladığımızda, hem Yahoo/Google’ın hem de bu reklamı yayımlayan web sitesinin reklam geliri elde etmesini sağlıyoruz. Yahoo “brüt (gross) gelir”i gelir olarak kaydederken, Google “net gelir”i gelir olarak kayıtlarına yansıtıyor.

Şöyle ki, A Şirketi reklamını bir web sitesine Google aracılığı ile verdiğinde şunlar oluyor: A Şirketi tıklanan reklam başına (diyelim ki) $5 ödüyor. Bu 5 doların 3 doları web sitesine ödenirken, 2 doları Google’a kalıyor. Net gelir esasıyla Google gelir olarak yalnızca $2 beyan ediyor.

Öte yandan, A Şirketi reklamını yine aynı web sitesine Yahoo aracılığı ile verseydi şunlar olacaktı: A Şirketi tıklanan reklam başına yine $5 ödeyecek ve yine aynı şekilde bu 5 doların 3 doları web sitesine ödenecek, 2 doları ise Yahoo’ya kalacaktı. Fakat gayrisafi (brüt) gelir esasıyla, Yahoo $5 gelir beyan ederken $3 da gider beyan edecekti.

İki firma arasındaki gelir hesaplama farklılığı, bu alışverişte Yahoo’nun kendini nihai alıcı olarak tanımlarken, Google’ın kendini aracı olarak tanımlamasından kaynaklanıyor. Sonuç olarak, örnekte her iki firma da aynı karı elde ederken, temel olarak tahakkuk esasından kaynaklanan bir hesaplama farklılığı, Yahoo’nun gelirinin Google göre daha şişkin görünmesi ile sonuçlanıyor.

İşin aslı her iki firma da yanlış bir işlem yapmıyor. Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (FASB) bu noktayı kullanıcıların yorumuna bırakıyor. Firmalar aynı yöntemle geliri hesapladıkları müddetçe herhangi bir sorun yaşamıyorlar.

Kafa karıştıran bu durum, fiiliyatta pek de problem yaratmıyor. Çünkü analistler, ortalama yatırımcılardan farklı olarak, iki firmadaki yöntem farklılıklarını dikkate alarak değerlendirmelerini yapıyorlar.

Tahakkuk esasından kaynaklanan bu ve bunun gibi bilumum problemler, ortalama yatırımcıların akıllarına “Neymiş bu “tahakkuk esası” kardeşim? Para girdiyse gelirdir; çıktıysa giderdir. Bizim Bakkal Ahmet Efendi öyle yapıyor, işleri de tıkırında.” gibi yaratıcı çözüm önerileri getirebilir.

Ancak bu çözüm önerisinin neden mümkün olmadığı yine sorunun kendi içinde saklı. Nakit esası, yani tahsil edilen paranın gelir, ödenen paranın ise gider yazılması, ancak bir “bakkal” gibi küçük işletmeler için söz konusu olabilir. Firmalar büyüdükçe, finansal işlemler karmaşıklaşır ve nakit hareketleri firmanın performansı hakkında yeterli bilgiyi sağlayamaz hale gelir. Bir yatırımcı yalnızca giren ve çıkan paradan değil; elde edilecek gelirlerden ve yapılacak harcamalardan haberdar olmak ister ki, bu da firmanın gerçek performansına işaret eder. Nitekim, tahakkuk esası, nakit esasındaki zamanlama ve gelir ve giderin eşleştirilmesi problemlerini (timing and matching problems) minimize ederek, firma performansını daha iyi yansıtması ve böylece asimetrik bilgiyi azaltması sebebiyle tercih edilmektedir 2.

  1. Thurm, S., Delaney, K. (2004) “Yahoo, Google and Internet Math” The Wall Street Journal, www.wsj.com/articles/SB108415195909406432.
  2. Dechow, P. (1994) “Accounting Earnings and Cash Flows as Measures of Firm Perfomance: The Role of Accounting Accruals” Journal of Accounting and Economics 18, s. 4-5.